"aklın ışığı kalbin nuru"

Empatide Rol Model Hz. Muhammed (sav)

Ankara Zehra Okulları’nın bir klasiği olan 6 Ekim Empati Gününe özel öğrencilerimizin hazırladığı “Empati’de rol model Hz. Muhammed sav.” Videosu sizlerle…

 

“Empati” diğer adıyla “duygudaşlık veya diğergâmlık” bir başkasının içinde bulunduğu “durumu, duyguyu ve hisleri” anlamaktır. Aslında empati “bir diğer kişinin duygularını paylaşma gücü’dür.

 

Empatiyi uygulamamızın iki yolu vardır:

Birincisi, diğer kişinin içinde bulunduğu durumu, daha önce bizim de yaşamış olmamızdır. Şahsi tecrübemizden yola çıkarak diğer kişinin nasıl hissettiğini biliriz.

İkincisi, o kişinin içinde bulunduğu durumu tecrübe etmemiş olsak da neler hissedebileceğini hayal edebiliriz.

 

Bireyler “Empati” aracılığıyla çevresindeki varlıklarla sağlıklı bir ilişki kurar, merhamet duyguları gelişir, objektif ve adaletli olur, kötü düşüncelerden uzaklaşırlar. Empati, kavga ve anlaşmazlıkları ortadan kaldırır.

Tüm davranışlarımızda ve işlerimizde bizlere en güzel örnek olan Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), “empati” konusunda da bizlere en güzel örnek ve rehber olmuştur.

Peygamberimiz (a.s.m.) insanlara zorluğu değil; kolaylığı, nefret ettirmeyi değil; müjdelemeyi tavsiye etmiştir.

 

Peygamber efendimiz, müminleri; “birbirlerini sevmede, birbirlerine acımada ve şefkat göstermede bir vücudun organlarına benzetmiş, herhangi bir organ rahatsızlandığında diğer organlarında uykusuzluk ve rahatsızlık gibi nedenlerle etkilenip hastalanacağını” ifade etmiştir.

Bencilliğin yerine “empatiyi, fedakarlığı ve özveriyi” koymuş, sosyal ilişkiler için en uygun davranış tarzını şu veciz ve meşhur sözü ile ifade etmiştir: “Kendine yapılmasını istemediğin bir davranışı sen de başkasına yapma.”

 

Empati de rol model Hz. Muhammed (s.a.v.)’in hayatımıza ışık tutacak empatik davranış ve tavsiyelerine gelin birlikte bakalım

 

Peygamber efendimiz, bazen uzun kılmak niyetiyle namaza başlardı. Fakat bir çocuğun ağlayışını duyunca annesinin ona karşı gösterdiği fazla şefkat ve üzüntüden dolayı namazı hemen kısa tutardı. Ve bizlere şu öğüdü verirdi: Sizden biriniz cemaate imam olursa namazı kısa kıldırsın. Çünkü içlerinde zayıf, hasta ve ihtiyar olanları vardır; kendi kendine kılarsa istediği kadar uzatsın.”

 

Ayrıca Peygamber efendimiz; infak, zekat ve sadaka gibi ihtiyaç sahipleriyle yardımlaşma konusunda malın iyisinden verilmesini, “yüzlerini ekşitmeden alamayacakları şeyleri, başkalarına layık görmenin hoş bir davranış olmadığını söyleyerek ihtiyaç sahipleriyle empati kurmamız gerektiğini bizlere tavsiye etmiştir.

 

Toplumlarda yer alan sınıfsal tabakalar arası ilişkilerde de efendimiz, empatinin en güzel örneklerini bize sunmuştur. Kişilerin kendilerini birbirlerinin yerine koyarak toplumda oluşan eşitsizlikleri anlamaya çalışmalarını istemiştir.

Bunun bir örneği, toplumda kendilerine hizmet eden insanlara karşı gösterdiği şu hassas tavırdan anlaşılmaktadır:

“Sizden birinize hizmetçisi yemeğini getirdiğinde, beraber yemek üzere onu sofraya oturtsun. Oturtmasa dahi ona kendi yiyeceğinden versin. Zira yemeğin pişirme zahmetini o çekmiştir.”

 

Bir başka ifadesinde de:

“Hizmetçileriniz, sizin kardeşlerinizdir. Onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin ve onlara güçlerini aşan bir iş yüklemeyin. Şayet onlara gücünü aşan bir iş yüklerse kendilerine yardım etsin.”

 

Peygamberimiz hastalık halinde moralsiz ve üzüntülü olan kimseleri motive etmek için hal hatır sorup sabır tavsiye etmeleri noktasında tavsiyelerde bulunmuştur.

“Ziyaret için bir hastanın yanına girdiğinizde iyileşeceğini söyleyerek moralini yükseltin, gerçi bu söz hiçbir şeyi önlemez fakat hastanın gönlünü hoş eder”

 

Peygemberimizin bir başka empati örneği de misafirlikle ilgilidir.

Hz. Peygamber (s.a.v.) bir eve misafir olunduğu zaman ev sahibini zor durumda bırakacak kadar uzun kalmamayı, davet edilmedikçe misafirliğe gidilmemesi tavsiye etmiştir. Kişinin, davet edildiği zaman da davete icabet etmesi gerektiğini buyurmuş, davet sahibinin kırılmasına ya da olumsuz düşüncelere girmesine fırsat verilmemesini belirtmiştir.

 

Peygamber Efendimiz kalabalık ortamlarda diğer insanların, kendileri hakkında konuşulduğunu düşünmelerine sebep olunmaması için iki kişinin kendi aralarında fısıltı ile konuşmalarını da yasaklamıştır. Ayrıca toplum içerisinde insanlarla dalga geçmekten de onları sakındırmıştır. Bu sayede kişinin topluma küsmesini ve kendisini toplumdan soyutlamasını engellemek istemiştir.

 

Empatik yaklaşımın en önemli unsurlarından biri de farklı “din, dil ve ırk”lara gösterilen tavır ve davranışlardır.

Bu durumda en güzel örnek olan Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

“Ey insanlar! Şunu iyi bilin ki Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Arab’ın Arab olmayana, Arab olmayanın Arab’a; beyazın siyaha, siyahın beyaza takva dışında bir üstünlüğü yoktur.”

Bir başka olayda da Peygamberimiz (s.a.v.), yanından geçen cenaze için ayağa kalkmış, sahabeler cenazenin bir Yahudi cenazesi olduğunu söylemeleri üzerine cevap olarak şu can alıcı sözü işitmişlerdir: “O da bir insan değil miydi?”

 

Evet arkadaşlar, sizlerle paylaştığımız tüm bu model davranışlar bizlere Peygamber efendimizin her alanda olduğu gibi empatide de en güzel rol model olduğunu göstermektedir. O halde gelin hep beraber sevgili peygamberimizin hayatını kendi hayatımıza örnek alalım ve onun tüm bu güzel ahlakını davranışlarımızda yansıtalım ve yaşayalım. Allah’a emanet olunuz.